PAPARA MEYHANESİ

“Burası agora meyhanesiBurada yaşar aşklarınEn divanesi en şahanesi.” dizelerini ve rahmetli Müzeyyen Senar’ın eşsiz yorumunu hatırladım dün akşam.Gerek sezonun genelinde gerekse Bodrumspor maçındaki pespaye performanstan usanan aşıklarını arabesk namelerle oyalama, motive etme taktiği ne Trabzonspor’un ne de sporun/futbolun vizyonu olamaz, olmamalıdır. Bu maç öncesi, arası ve sonrası ses ve görüntü organizasyonu mutlaka değiştirilmeli, güncellenmelidir.Evet biz aşkların en güzelini, güzellerini yaşadık o statta inkar etmiyorum. Ama biz emeğe, mertliğe, isyana, inada aşık olmuştuk. Samimiyete, aidiyete, masumiyete gönül vermiştik. Aşkından şarkılar besteleyen nesilden şarkılardan aşk tedarik etmeye çalışan kuşağa varmak spor akademisyenlerine tez olacak kadar hazin bir süreçtir.Ortada futbol namına bahse konu edilecek pek argüman yokken harici detaylar üzerinden devam edelim.Teknik direktörümüz Şenol Güneş ve rakip teknik adam Volkan Demirel arasında maç öncesi ve sonrasında yaşanan çirkinlik tüm içeriğiyle tasvibimiz dışındadır.Kendisini futbolculuk döneminden ukala, kaba ve hadsiz tavırlarıyla tanıdığımız Volkan Demirel’in kişilik normlarınındaki istikrarlı serüveni devam ediyor. Yüce Milletimize tarifsiz acılar ve sancılar yaşatan Kahramanmaraş depremlerindeki gözyaşları nedeniyle spor camiasının sabıkalı mazisine, hükümlü imajına sünger çektiğini unutmuş galiba.Aklınca bir milli yaramızı, hassasiyetimizi Trabzonspor’a ve Şenol Güneş’e olan, bitmeyen kinini perdelemek için kullanıyor. Hadi değerini, kariyerini geçelim de babası yaşında bir ev sahibinin uzattığı eli havada koymak ne dinimze ne töremize ne ahlakımıza uygun değildir.Gelelim çirkinliğin bize bakan yüzüne, hissemize yani Şenol Güneş’e.Yapma Hocam ! Sen bizim nezdimizde bir efsanesin, bilgesin, altınsın. Biz seni kuyumcularda aramayı, görmeyi arzu ederken bazen bit pazarlarında, hurdacılarda denk geliyoruz.Öfke kontrolü ve gereksiz değer kaybı gibi zaafları sana yakıştıramıyoruz. Evet biz Volkan Demirel’in cemaziyelevvelini çok iyi biliyoruz ama senin ne o günkü beyanatını ne dünkü sirkatinini onaylamıyoruz, yakıştıramıyoruz.Biz senden ” Ben itte gelse elimi uzatırım.” şeklindeki pekiştirilmiş teşbih kurnazlığını değil bir öğretmenin seviyesini, aktüalitesini ve pedagojisini görmeyi, duymayı tercih ederiz bilesin.Değmez ama bir kaç cümlede maça dair edelim utana sıkıla.Modern futbola aykırı kadro normumuz yetmezmiş gibi sakat ve cezalı futbolcu bolluğunda zaten bir oyun, organizasyon beklemiyorduk. Yanılmadık malesef. İçinde bulunduğumuz bu kara günlerde tek ihtiyacımız üç puandı, aldık.Bu tempo eşliğinde kapalı savunmaları çözmek deveye hendek atlatmak gibidir. Tek şansımız, çaremiz uzaklardan ateşlenecek güdümlü şutlardı öyle de oldu.Hücum üretemeyen, iptidai savunma perspektifiyle bir puana şükredecek rakibe dört beş net pozisyon bahşetmek büyük erdemdir, başarıdır!Uğurcan’ın ve Nwakaeme’nin kalite, Eren ve Lunstram’ın kapasite koyduğu mücadelede Cham ve Banza yetersiz Ozan, Mendy ve Ali Şahin gereksiz diğerleri isteksiz kaldılar.Genç stoperimiz Ali Şahin Yılmaz bilmeli ki Trabzon ne düz alanlara ne düz adamlara aşina değildir. Şayet gördüğümüzse bu potansiyel ve karakter Trabzonspor için ne yeterlidir ne gereklidir…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir