YANDI YÜREKLER YANDI (!)

Kartalkaya Kayak Merkezi yerleşkesinde bulunan Grand Kartal Otel’de çıkan yangında anlaşılıyor ki hasbelkader kurtulanlar olmuş. Vallahi bu duyduklarımız, gördüklerimiz ve okuduklarımız doğruysa bu facia ucuz atlatılmış gibi absürt cümleler bile kurulabilir, yazılabilir.Bu felaketin neresinden tutarsanız çürümüşlük, neresinden bakarsanız çirkinlik, neresinden anlatırsanız trajediye ulaşıyorsunuz. Yazmaya duruyorsunuz başlığınız yas tutuyor, sözcükleriniz ağlıyor, cümleleriniz utanıyor, paragraflarınız yutkunuyor, elleriniz titriyor, duygularınız donuyor, dökülüyor, parçalanıyor.
Şunu düşünebiliyor musunuz bunu idrak edebiliyor musunuz diye soracağım da utanıyorum, sıkılıyorum. Sabaha karşı çıkan ve yetkililerin beyanıyla kırk beş dakika sonra müdahale edilen yangına ait insani veriler (ölü, yaralı sayısı) İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya tarafından saat 15.14′ te kamuoyu ile paylaşıldı.
Bu saate kadar çeşitli mecralardan ölü ve yaralı sayısı hakkında dezenformal bilgiler paylaşıldı durdu gün boyu. Tabi kısa süre içinde yayın yasağı da devreye sokuldu. İlgili yasağı duyduğumda facianın enini boyunu tahmin ettim de bu kadarını beklemiyordum.Sayın Bakanların kamuoyunu bilgilendirdiği saat 15.14’tü ya Ak Parti Ankara İl Kongresi’nde Sayın Erdoğan’ın konuşmasını bitirdiği saat te 15.05. Bu iki zamanlı tespitten varılan netice bir muhalif siyasiye göre Ak Parti il kongresi ve etkinlikleri reytingine halel getirmeme hassasiyeti gözetildiğidir.
Bir tarafta yanan yürekler, parçalanan ciğerler, sönen hayatlar, yıkılan dünyalar diğer tarafta bir siyasi etkinliğin varlığı, devamı ve seyredilme istatistiği. İnanmamak için bütün insani vasıflarımı zorluyorum, kendimi çimdikliyorum, matematiği lanetliyorum hala şoktayım ve tereddütteyim.
Bütün bu hengamenin ağır hasarına maruz vicdanımıza, duygularımıza özellikle iki cümle ve iki bilgi sığmıyor, zor geliyor.İçişleri Bakanı Sayın Yerlikaya’ya ait cümlelerden başlayalım. ” Mülkiye müfettişleri bu otelin iskanından ruhsatına kadar her şeyi inceleyecekler.” dedi, şaşırdım.
Otelin yapım tarihi 1997 Sayın Bakanım. Neredeyse raf ömrü tükendi. Siz imar ve ruhsatını incelemek için bence acele etmeyin(!)Diğer cümlesi “Bu otelin denetimi bakanlığa mı belediyeye mi ait on gün içinde belli olur.” diye bir soruya verilen cevaptı.Duydum inanamadım.
Ne bu Sayın Bakanım adli tıptan patolojik rapor şeklinde mi tespit olunacak. Bu Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı’nın vereceği bir yanıt olabilir mi ALLAH aşkına. Şaka mı bu?
Grand Kartal Oteli ile ilgili resmi açıklamalardan öğrendiğimiz iki fiziki bilgi de çok yoruyor, zonklatıyor beynimi. Neymiş yapının bir tarafına itfaiye araçları yaklaşamıyormuş. Sebep? O taraf bir yamaca, uçuruma yapılmışmış. Bu imar iznini verenler koskoca dağda üç beş metrelik kot kaydırma ve o tarafa yol koyma aklından, vizyonundan, tekniğinden mahrum muydular?
Bir diğer bilgi de dördüncü katta lokanta olduğu yangının buradan başladığıdır. Bu tür otel, AVM, kültür merkezi vb. binalarda, işletmelerde lokanta, mutfak gibi yangın riski yüksek departmanların son katta bulunması gerektiği orta düzeyde zihinsel engelli beyinlerde bile sabitken Kültür Turizm Bakanlığı’nın denetmenleri tarafından nasıl es geçilmiştir, boş verilmiştir, onay görmüştür anlayan varsa bana da anlatsın lütfen.Yetmiş sekiz canımızın yandığı, boğulduğu, zehirlendiği, öldüğü bir faciada hiç bir kamu görevlisinin burnundan kıl aldırmaması, koltuğundan taviz vermemesi, vicdanını iştimaya çekmemesi maalesef klasiğimiz olmuş. Bence Kültür ve Turizm Bakanlığı çaycısı ile Bolu İl Kültür ve
Turizm Müdürlüğü temizlik görevlisi derhal istifa etmelidirler(!)
Yangında ölen bir ailenin cenaze töreninde duygusal yoğunluğuna, yorgunluğuna şahit olduğumuz Sayın Cumhurbaşkanı başta olmak üzere, mülkiye müfettişlerinden ve Cumhuriyet Savcılarından istirhamımız odur ki bu olayda dahli, ihmali, taksiri, kastı olan herkesi ve hiyerarşik cetveldeki amirleri silsilesini sorgulamada, silkelemede ve cezalandırmada şefkat, merhamet, sevgi gibi pozitif duygularını tatile göndersinler.Görsel ve işitsel bazlı ulusal medya birimlerini de ölen insanlarımızın hayat hikâyelerini ajite etme yarışından, vizyonundan vazgeçmeye davet ediyorum. Sorumlulukları ve çabaları bu facianın nedenlerini aramak, bulmak ve sorgulamak olmalıdır.
Siyasi yelpazenin her rengine ait bireyler ve kurumlarda bu kara günümüzü ranta tevil etme hadsizliğinden uzak dursunlar.Canlarını ve cananlarını Kartalkaya’da kaybeden herkese sonsuz sabırlar ve baş sağlığı diliyorum. Yüce Milletimizin, Ali Devletimizin de başı sağ olsun…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir