Hani trenddir ya kaybedenin hakem üzerinden günah çıkarma, bahane geliştirme metodu. Akşam öyle bir düdük adaleti dağıttı ki Cihan Aydın, başkanımızın, Hocamızın veya taraftarlarımızın gerçeklerle yüzleşmesine vesile oldu. Yani takkeyi düşürdü resmen.Faulünden tacına, kornerinden autuna, kartından avantajına yüzde yüze yakın isabetle hükmedilen, yönetilen bu müsabakada her iki takım futbolcularının sportmence duruşlarını da göz ardı edemeyiz.
Ne taklacılar vardı sahada ne haramiler. Ne hırsızlar vardı ne de arsızlar. Ne sahtekârını pamuklara saran yönetici vardı tribünde ne de ahlaksızını zemzemleyen hocalar saha kenarında. Anlayan anlamıştır. Anlayamayanlara ipucu vermek gerekirse Türk futbolunun katili hakemler değil İstanbul’un şımartılmış baronlarıdır.
Trabzonspor’un kalecisi, kaptanı, yareni Uğurcan Çakır, futbol alemimizin aristokratı, centilmeni, yüz akıdır. Defanstaki arkadaşlarını uyarırken, yerleştirirken bile latif ve naif mizacı nedeniyle yüzü kızaran Kaptanımıza maç boyu koro halinde yapılan küfürleri, hakaretleri şiddet ve nefretle kınıyorum. Tribünlerinde cereyan eden bu gayri ahlaki pespayeliğe tepki veremeyen Beşiktaşlı futbolcu, yönetici ve spor yazarı, çizeri takımını da insani vasıflarına check up yaptırmaya davet ediyorum. Kusura bakmayın ama toptan rezilsiniz, namertsiniz (!)Takımımız bu sezon Alanyaspor, Rizespor ve Galatasaray deplasmanlarında olduğu gibi Tüpraş Arena’da da skor üstünlüğünü koruyamadı ve üstüne kaybetti. Diğer iki dış saha rezaletinde de öne geçen rakiplerini yakaladığı halde puan alamadı.
Lafı uzatmadan, dolandırmadan, kıvırmadan yazmamız gerekirse, gerek bu maçın gerekse bu sezonun müsebbibi orta saha rotasyonumuzdur.Futbol maçlarının alınıp satıldığı, pazarlandığı mecra deyimi uygunsa borsası orta sahadır. Bu alana hâkim olanlar genele de hükmederler.Mendy, Ozan, Cham, Lunstram, Okay ve Folcarelli’den teşekkül orta direğimizin maşallah boyları, posları ve endamları yerinde. İlk garabet buradan başlıyor zaten. Bu altı cengaverin (!) boy ortalaması 185 cm’nin üzerinde. Bu alanın mühendisliğini yapan galiba basketbol departmanında çalışıyordu. Mevkisi gereği seri, güçlü ve kavgacı olması gereken orta rotasyonuna bir tane dahi uygun kriterde futbolcu alamayanlar daha çoook kına yakarsınız artık.
Karşılarında Rafa Silva ve Chemberlian gibi iki sosyetik, yumuşak, ehli keyf futbol figürü olduğu halde ne hücuma ne savunmaya katkı sağlayamayan Ozan, Mendy ve Cham üçlüsünün toplam istatistikleri Gedson Fernandes kadar değildir.Merkezde yaşanan verimsizlik, yetersizlik takımın kimyasını derdest ettiğinden diğer alanlarda ki biçare görüntüleri analiz dışı bırakma durumunda kalıyoruz.
Nwakaeme’nin takımımız için bir ileri karakol, kale hizmeti sağladığını dün bir kez daha gördük, anladık… O’nun olmadığı müsabakalarda Trabzonspor ordusu sefere çıkmakta zorlanıyor hasbelkader çıksa da organize olamıyor, zafer kazanamıyor.Nwakaeme’nin yokluğunda oyunu ve takımı çekip çevirecek, derleyip toparlayacak Vişça’nın formsuzluğunu gidermek, Zubkov’un oryantasyonunu hızlandırmak gelecek haftalarda kazanabilmemiz için olmazsa olmazlarımızdandır.Şenol Hoca’nın dünkü oyunu okumak yerine seyrettiği eleştirilerine yüzde yüz tarafım.Kendi gibi rakibin oyun ve oyuncusunu seyretmekten yorulan Ozan’ı, Ozan’ı takip etmekten rakibi unutan Mendy’i, futbol dili ve stili takımdaşlarınca anlaşılamayan Cham’ı ve iki üç haftadır performans zafiyeti yaşayan Vişça’yı bu kadar sahada tutmak elli yıllık tecrübeye ihanet etmektir.
İyi oynamadığımız bir maçı kötü oynayan, organizasyonu sıkıntılı bir rakibe hediye etmektir esas içimizi yakan. Ne diyelim körle yatan şaşı kalkarmış…